Vezikoüreteral reflü genellikle bebeklerde ve çocuklarda görülen, erken teşhis ve tedavi edilmesi gereken ciddi bir hastalıktır. Sık idrar yolu enfeksiyonu geçiren ve gelişim geriliği olan çocuklarda ilk düşünülmesi gereken durumdur.

Vezikoüreteral reflü idrar torbasındaki idrarın pasif veya aktif olarak böbreğe doğru geri kaçması olayıdır. Hastalarda idrarın geri kaçışını engelleyen sistem tam olarak gelişmemiş veya bozulmuştur. Vezikoüreteral reflü geri kaçan idrarın seviyesine ve böbrekte oluşturduğu hasar derecesine göre sınıflandırılmaktadır.

Reflü derecesi arttıkça böbrekte oluşan renal parankimal hasar da aynı oranda artmaktadır.

Vezikoüreteral reflü (VUR) kimlerde sık görülür?

  • Normal popülasyonda görülme sıklığı %0.4-1,8 arasındadır.
  • VUR genetik geçişli bir hastalıktır. VUR olan anne babaların çocuklarında %30 oranında görülür.
  • İkizlerde görülme sıklığı daha yüksektir.
  • Doğum öncesi dönemde hidronefroz (böbrek genişlemesi) olan çocuklarda %15
  • Sık üriner enfeksiyon geçiren çocuklarda yaklaşık %40 oranında görülmektedir.
  • Kız çocuklarda erkeklere nazaran daha sık görülmektedir.
  • Aşırı aktif mesanelerde %9
  • İşeme disfonksiyonu olan çocuklarda %24 oranında reflü görülmektedir.

VUR tanısı nasıl konulur?

VUR tanısı genellikle işeme (voiding) sistogramı (VSUG) ile konur. Hidroüreteronefroz veya VUR saptandığı takdirde de böbreklerin o ana kadar zedelenmiş olup olmadığı ve zedelenmişse bunun derecesi DMSA, diüretik renogram ile ortaya koyulmalıdır.

Vezikoüreteral reflü tedavisi

Reflünün derecesine göre tedavi protokolleri de değişiklik göstermektedir.

Tedavi konservatif yani hastanın üriner enfeksiyonunu kontrol altına alarak nefropatinin engellenmesi ve anatomik gelişimin tamamlanmasına zaman tanımak veya cerrahi tedavi ile patolojik mekanizmayı düzeltme esasına dayanır.

  • VUR genellikle düşük dereceli ise kendiliğinden düzelir.
  • Sünnet normal çocuklarda İYE riskini azalttığı için VUR’lu çocuklarda erken bebeklik döneminde konservatif yaklaşımların bir parçası olabilir. Özellikle bir yaş altındaki her derece reflüde renal skar eğilimi fazla olduğu için proflaksi verilmesi önerilir.

Vezikoüreteral reflüde cerrahi tedavi

Günümüzde, vezikoüreteral reflü (VUR) tedavisinde cerrahi yöntemlerin medikal tedaviye üstünlüğü tartışılmakla birlikte cerrahi yöntemlerin reflüyü düzeltmedeki başarısı son derece yüksektir.

Endoskopik enjeksiyon (STİNG) yöntemlerinin tatminkâr başarı oranlarıyla güncel kılavuzlarda yer alması laparoskopik ve robotik cerrahideki gelişmelere rağmen açık cerrahi tedavi de halen güncelliğini korumaktadır. Cerrahi tedaviler idrar torbasının açılıp açılmamasına göre isimlendirilmektedir.

Ateşli idrar yolu enfeksiyonlarının (İYE) ve piyelonefritin önlenmesi tedavinin en önemli hedefleri arasındadır.

Minimal – Invaziv Cerrahi (Sting)

Biyolojik uyumlu dolgu malzemelerinin gelişmesi ile beraber seçilmiş olgularda uygulanan endoskopik yöntemle periüreteral intramural dokuların dolgu malzemeleri ile desteklenmesi ile oldukça başarılı sonuçlar alınmaktadır. Dolgu malzemesi olarak teflon, kollajen, silikon, otolog yağ dokuları, ensıkta.dextranomer/hyaluronik acid (DEFLUX) kullanılmaktadır. Bazen enjeksiyon sonrası enjekte edilen materyalin emilmesi veya yerinden kayması ile nüksler görülebilir. 2. kez yapılan uygulamalardan olumlu sonuçlar alınmaktadır.

Sting uygulama

Hastanemizde seçilmiş olgulara periüreteral madde enjeksiyonu başarı ile yapılmaktadır Reflüde ister konvansiyonel yaklaşımlar isterse de popüler yaklaşımlar uygulansın yakın takip kaçınılmaz bir gerçektir. Bu nedenle VCUG, DMSA veya nükleer sistografi bu takip protokolünün çoğu zaman bir parçasıdır. İzlemde proflaksi altında olan veya olmayan hastalarda İYE gelişmesi tedavinin devamını şekillendirmede önemli bir kriterdir.

Op. Dr. Faruk YERLİOĞLU

Şubat 2, 2021