Hepatit karaciğerin herhangi bir nedenle oluşan iltihabıdır. Hepatitler, genellikle virüslerle, en sık görülen beş hepatit virüsü olan A,B,C,D ve E virüsleri ile meydana gelir.
22 Maddede Hepatit
1. Karaciğer vücutta ne gibi fonksiyonlara sahiptir?
Karaciğer en büyük organlarımızdan birisidir. Karın sağ üst kısmına yerleşiktir ve erişkin bir insandaki ağırlığı yaklaşık 1.5 kg kadardır.
• Karaciğer sindirim sistemi ile kana geçen tüm maddeler için bir süzgeç görevi görür.
• Gelen besinleri vücudumuz için gerekli yapı taşları ve fonksiyonel maddelere dönüştürür.
• Bazı besinleri, enerji kaynaklarını, vitaminleri vücudumuzun ihtiyacı olduğunda kullanılmak üzere depolar.
• Zararlı maddeleri vücuttan uzaklaştırır.
• Safra asitlerini sentezleyerek besinler ile aldığımız yağların ve yağda eriyen vitaminlerin emilmesini kolaylaştırır.
Karaciğerin mikrobik (hepatit virüsleri), toksik (ilaç ve diğer kimyasal maddeler) veya diğer nedenlerle oluşan iltihabi reaksiyonudur. Yenidoğan bebeklerde görülen sarılık, safra kesesi taşı nedeniyle olan sarılık veya başka nedene bağlı olarak karaciğer bozukluğu oluşmasına bağlı olarak görülen sarılıklar ‘Viral hepatit’ yani bulaşıcı sarılık değildir.
Viral hepatitler, hepatit virüsleri (A,B,C,D:Delta,E, G virüsleri) veya daha nadir olarak diğer hastalıkların nedeni olan virüslerle (Herpes, EBV, CMV virüs vs) meydana gelir.
Bütün viral hepatitler bulaşıcıdır, ancak bulaşma yolları ve bulaşma kapasiteleri farklıdır. • A ve E hepatitleri esas olarak yiyecek-içeceklerle; B, C, D ve G hepatitleri ise kan yolu ile, kanla ve vücut sıvıları ile bulaşmış materyalle veya yakın temaslarla geçebilir.
• Kan nakli,
• Kan ile yakın temas gerektiren işte çalışma (doktor,hemşire, laborant),
• İğne yaralanmaları,
• Damar yolundan ilaç kullanımı (enjektör paylaşımı),
• Uygun şekilde steril edilmeyen malzemelerle yapılan diş çekimi ve diş tedavisi girişimleri,
• Uygun şekilde steril edilmeyen malzemelerle yapılan cerrahi girişimler,
• Hemodiyaliz (böbreklerin yeterince çalışmaması nedeniyle belli aralıklarla cihaza bağlanarak kandaki zehirli maddelerin uzaklaştırılması),
• Cinsel temas,
• Doğum sırasında anneden bebeğe bulaşma,
• Aile içi yakın temas,
• Kulak deldirme, akupunktur / dövme/ hızma vb.
Ülkemizde hepatitler sarılık adıyla bilinmekte, ayrıca gizli sarılık, bulaşıcı sarılık, mikrobik sarılık, kara sarılık gibi isimlerle de tanımlanmaktadır.
Hepatitli hastalarda sarılık görülebilir, ancak çoğu hasta gözle görülür sarılık olmadan da hastalığı geçirebilir.
Belirtiler hepatit mikrobunun tipinden çok hastalığın seyrine göre değişiklikler gösterir. Hepatit bazı hastalarda hiçbir belirti vermeden ve sarılık oluşmadan geçirilebilir (asemptomatik=belirtisiz hepatit, anikterik=sarılıksız hepatit). Bazı hastalarda ise halsizlik, iştahsızlık, bulantı, kusma, eklem ağrıları, kaşıntı, göz aklarında ve ciltte sararma,ateş gibi belirtilerin tümü ya da bir kısmı görülebilir. Eğer sarılık meydana çıkmamışsa bu belirtiler kolaylıkla başka hastalıklarla karıştırılabilir.
Muayene bulguları, sarılık olsa bile tanı için yeterli değildir. Karaciğer hasarını gösteren ALT, AST gibi testler ve bilirubin düzeyini bilmek gerekir. Hepatit tanısı konulmasından sonra ikinci aşama sarılığın nedenini belirlemektir. Bir kişinin hangi tip sarılık geçirdiğinin veya halen taşıyıcı ya da hasta olup olmadığının anlaşılabilmesi için tek yöntem kan tetkiki yapılmasıdır.
Sarılıkların hangisi geçirilirse geçirilsin benzer bulgular oluşur ve kesin ayrım yani hangi tip hepatitin geçirildiği ancak kan tetkiki ile anlaşılır. Yapılan kan tetkikleri ile o sırada hangi tip sarılığın geçirildiği kolaylıkla ve genellikle aynı gün içinde saptanabilir. Hepatit etkeninin saptanmasında ELISA yöntemi denen test yöntemi sıklıkla kullanılmaktadır.
Kronik hepatit sözcüğü 6 aydan daha uzun süre devam eden hepatitler için kullanılır.
• Esas olarak B ve C tipi sarılıklar kalıcı (kronik) karaciğer hastalığı yapar.
• Delta hepatiti sadece Hepatit B’li hastalarda görülür.
• G hepatiti kalıcı olabilir ise de klinik önemi tam olarak bilinmemektedir.
• A tipi sarılık kalıcı yani kronik karaciğer hastalığına yol açmaz.
Bu hastalığın nedenine ve kişiye göre değisen bazı faktörlere bağlıdır. Hepatit C de kronikleşme ihtimali %80’den fazladır. Erişkin hayatta geçirilen hepatit B de bu oran %10’dan azdır. Bunun aksine çocukluk döneminde bu oran çok daha yüksek olup çocukların da büyük bir kısmı taşıyıcı kalmaktadır.
Taşıyıcı sözcüğü daha çok bazı hepatit B’li hastalar için kullanılmaktadır.Kanlarında Hepatit B virüsünü bulunduruyor olmakla birlikte muayene bulgularında, karaciğer fonksiyonlarında ve karaciğer biyopsilerinde hiçbir hastalık belirtisi göstermeyen kişiler taşıyıcı = Asemptomatik taşıyıcı = Sessiz taşıyıcı olarak tanımlanırlar.
Bu kişilerde aktif karaciğer bozukluğu ya da aktif karaciğer hasarı yoktur. Bir başka deyişle virüs uykudadır, virüsle organizma birbirine zarar vermeden sessiz bir şekilde birlikte yaşamaktadır.
Bu kişilerde hastalık aktif şekle dönüşebilir. Bu nedenle belirli aralıklarla karaciğer fonksiyonlarının kontrol edilmesi ve muayenelerinin yapılması zorunludur.
Evet. Bu kişilerin yakın çevrelerinin hastalıktan korunmasında hepatitli olanlarla aynı yaklaşım izlenmelidir.
• Koruma önlemleri öncelikle eş ve çocuklarını ve aynı ev ortamında bulunan kişileri kapsayacak şekilde planlanmalıdır.
• İlk yapılması gereken bu kişilerin halen virüsle enfekte veya bağışık (enfeksiyonu geçirip iyileşmiş dolayısıyla bir kere daha bulaşmayacak olanlar) olup olmadıklarını tespitidir.
• Bundan sonraki aşamada aşı ve diğer koruma yöntemleri uygulanmalıdır.
• 3 dozluk uygulama gerektiren bir aşı olup bu üç dozun sonunda % 95- 100 oranında koruyuculuk sağlar.
• Bu üç dozun yapılışı önce 1. aşı, bundan 1 ay sonra 2. aşı, ilk aşıdan 6 ay sonra da üçüncü aşı şeklindedir.
• Aşının içinde canlı ya da ölü mikrop bulunmadığı ve özel bir teknoloji ile oluşturulduğu için ateş vb ciddi yan etkiye yol açmaz. Sadece bazen 1 gün kadar kolda ağrı yapabilir.
Aktif olarak sarılık geçiren akut hepatitli kişilere uygulanan özel bir ilaç tedavisi yoktur. Ancak kronik hepatit olan kişilerde bazı durumlarda farklı ilaçlar kullanılarak tedavi uygulanmaktadır. Bu tedavilerde de esas amaç sarılık mikrobunun vücuda verdiği hasarın azaltılması, yavaşlatılması ve bazen de tümüyle durdurulmasıdır.
Hayır. Her sarılık tipi kendine özgüdür ve diğer sarılıktan korunmayı sağlamaz. Örneğin A tipi sarılık geçirmiş biri sadece A tipi sarılıktan korunur, ama B, C veya E tipi sarılıktan korunmaz. Benzer sekilde B tipi sarılık için aşı yaptırmış biri de sadece B tipi sarılıktan korunur, ama örneğin A tipi sarılıktan korunmaz.
Hayır. Bu da halk arasında yanlış bilinen konulardandır. Her bir sarılık mikrobu ayrıdır ve birbirine dönüşmesi söz konusu değildir.
Yapılan birçok çalışmaya rağmen uygun bir aşı üretilememiştir. Hepatit A esas olarak su ve besinlerle bulaşır. Korunmada kişisel hijyen önemli. Hepatit A geçirmemiş kişiler için Hepatit A aşısı mevcuttur.
• Siroz (Kronik, yaygın ve ilerleyici karaciğer iltihabıdır. Öldürücü bir hastalıktır.)
• Karaciğer kanseri
• Karaciğer yetersizliği,
• Fulminan hepatit denilen çok kısa sürede (1 ay gibi…) karaciğer yetersizliğine götüren ölümcül bir hastalık tipi,
• Hepatit D hastalığı (Hepatit B ile birlikte)