Sağlığı için kaygılanan milyonlarca insan medyadan edindiği her şeyi doğru kabul ederek, doktorlarının uyarılarına rağmen tedavilerini terk etmektedir. Bu anlamda kolesterol üzerinde en yoğun spekülasyon yapılan konuların başında geliyor. Özellikle zengin batı ülkelerinde kolesterol ile ilgili yüzlerce merkezde binlerce denek üzerinde uzun yıllar süren çalışmaların sonuçlarını göz ardı etmemek gerekiyor.
Nedir bu kolesterol?
Kolesterol gerçekte vücudun yapı taşlarından biridir. Özellikle hücre zarının olmazsa olmazlarındandır. Birçok hayati hormonun da yapısına girer. Yani vücut için gerekli. Ancak hemen her şeyde olduğu gibi fazlası zararlı. Damar duvarlarına yerleşerek ateroskleroz (damar sertliği) dediğimiz ve tuttuğu damarların daralarak sonunda tıkanmasıyla sonuçlanabilen hastalığa yol açmaktadır. Kolesterol duvarlarda birikerek bir süre sonra damarı tıkayacaktır. Hastanın akıbeti, söz konusu damarın büyüklüğüne, hangi organda olduğuna ve tıkanan damarların yanında alternatif yolların bulunup bulunmadığına bağlıdır. Hastalığa tutulan damarın bulunduğu organa göre başta kalp krizi ve felç olmak üzere pek çok hastalığa yol açmaktadır.
Kolesterol çeşitleri
Kendi içinde alt gruplara ayrılır. Bunlar içinde iyi ve kötü huylu olanlar vardır. Özellikle et, beyin, tereyağı gibi yağlı süt ürünleri ve yumurta sarısı kötü huylu kolesterolden zengin gıdalardır. Bununla beraber kolesterolün en büyük kısmı vücudun kendisi tarafından üretilir. Bu üretim de genetik mirasımıza bağlı olarak düşük veya yüksek olabilir.
Kolesterol değerleri nasıl olmalı?
Laboratuvarda ölçüm yapılırken bahsedilen iyi-kötü huylu değerleri ayrı ayrı belirlenir. En çok dikkat edilmesi gereken LDL-kolesterol (kötü) seviyesidir ve tedavi kararını LDL-seviyesi belirler. Tedavi kararında ayrıca HDL-kolesterol (iyi) seviyesi de etkili olabilir. Hedef LDL-kolesterol seviyesinin 100mg/dl’nin altında tutulmasıdır. Ancak hastada artık damar tıkanıklıkları (koroner arter hastalığı, beyin damarlarında tıkanıklıklar gibi) başlamışsa ya da diyabet, hipertansiyon gibi hastalıklar eşlik ediyorsa, bir de kan bağı olanlarımızda kolesterole bağlı damar tıkanıklıkları yaşanmışsa daha da düşük değerler (70mg/dl) hedeflenir.
Kolesterolü kontrol altına almak için neler yapılmalı?
Hedeflenen güvenli değerlere inebilmek için öncelikle;
- düzenli egzersiz,
- kilo vermek ve
- sigarayı bırakmak şarttır.
Ayrıca kolesterolün düşmesine yardımcı gıdalardan yardım alınır. Özellikle Omega-3 yağ asitlerinden zengin olması dolayısıyla balıklar, doymamış yağ asitlerinden zengin besinler (zeytinyağı, kanola yağı, keten tohumu) kolesterolün düşürülmesine yardımcı olur.
İlaç tedavisi
Bütün bu önlemlere rağmen değerler kontrol altına alınamadığı takdirde artık çok vakit kaybetmeden ilaçlara başlamak gerekecektir. En iyimser tahminle söz konusu ilaçlar, genellikle daralmış damarları açmayacak, ancak daha fazlasının tıkanmasına engel olunabilecektir. Dolayısıyla ilaçların başlanmasında isteksiz davranılması ve gecikilmesi, telafisi güç olaylara sebep olabilecektir.
Kolesterol ilaçlarının yan etkileri var mı?
Kolesterol ilaçları bütünüyle zararsız ilaçlar olmayıp nadiren de olsa karaciğer ve kaslar üzerinde yan etki oluşturabilir. Bu yan etkiler hemen her zaman ilacın kesilmesi veya değiştirilmesiyle ortadan kalkmaktadır. Hemen her hastalıkta olduğu gibi önemli olan; ilacın kullanılması ile girilen riskin kullanılmaması halinde girilecek riskle karşılaştırılarak karar alınmasıdır. Bu değerlendirmeyi de sizin adınıza yapacak olan doktorunuzdur.