Çin’in Wuhan kentinde başlayıp hızla yayılan korona virüsü, dünya çapında kriz boyutuna ulaştı. Türkiye’de de ilk vakanın görülmesi üzerine ülke çapında önlemler alınmaya başladı.

CORONA namıdiğer COVID-19

3 ayı aşkın süredir Coronavirüs tehdidi altında yaşıyoruz.

Coronavirus (COVID-19) ya da diğer bir deyişle korona virüsü tüm dünyada abartılı biçimde manşetlerden düşmedi. Sosyal medyada ise, hemen her konuda olduğu gibi bilgi kirliliğinin trajikomik örnekleriyle dolu. Hatta çeşitli komplo teorileri üretildiğini görüyor, sağlık profesyonelleri olarak bunları tebessümle izliyoruz. Böyle olunca da makul önlemler almak yerine ne yazık ki toplumsal paranoya ve panik ön plana çıkıyor.

Coronavirüs nedir?

Coronavirus, bilindiği gibi gezegenimizdeki en küçük canlılardan. Aslında her yıl, kış aylarında soğuk algınlığı benzeri hastalık meydana getirir, adı sanı okunmadan geçer giderlerdi. Giderlerken de ziyaret ettikleri bireylerde bağışıklık bırakırlardı. Aynı grip (influenza) virüslerinde olduğu gibi gelecek yıl kılık değiştirerek tekrar karşımıza çıkarlardı. Bu yeni “antijenik” görünüm, bağışıklık hafızamızda o güne kadar karşılaştığımız virüslerle benzerlik gösteriyorsa daha kolay atlatılır, ancak bünyemizin o güne kadar karşılaşmadığı bambaşka bir kılığa büründüyse daha ağır geçirilirdi.

2002’de Hongkong’da görülen SARS-CoV ve  2012 yılında Ürdün’de rastlanan MERS-CoV bölgesel salgınları tam unutuluyordu ki, Aralık sonunda Çin’de “yeni” kılıkta tekrar karşımıza çıktı. Wuhan eyaletinin hayvan pazarından yayıldığı değerlendirilen bu yeni Coronavirüs, yazımızın yayına hazırlandığı an itibariyle de kapımıza dayandı. An itibariyle, görüldüğü 118 ülkede 125.048 kesin vakadan, 4613’ü kaybedilmiştir. Bu virüse yakalananlarda ölüm oranı ortalama % 2.9 iken, 80 yaşın üstündekilerde bu oran % 14.8’e yükselmektedir. İlginçtir ki 9 ve altındaki yaşlarda çocuk vakaların hiçbiri ölümle sonuçlanmamıştır. Diğer taraftan, bir karşılaştırma yapmak gerekirse, her yıl mevsimsel gripten 250 bin ile 500 bin kişi kaybedilmektedir. En kötü senaryolara göre bile gribin neden olduğu ölüm oranlarına ulaşmayacağı tek tesellimizdir.

Korona Virüsü Belirtileri Nelerdir?

Belirtileri neredeyse gripten farksızdır. Virüs bulaştıktan 2-14 gün sonra ateş, öksürük, nefes darlığı ile başlamakta, az bir kısmında da boğaz ağrısı, burun akıntısı, nadiren de bulantı ve ishal görülmektedir. Özellikle yaşlılarda ve beraberinde diyabet, kalp yetersizliği, böbrek yetersizliği gibi bağışıklık sistemini bozan hastalar başta olmak üzere şansız hastalarda pnömoni (zatürre), böbrek yetmezliği, çoklu organ yetmezliği sonucu ölümle sonuçlanabilmektedir.

Coronavirüs Tanısı Nasıl Konuluyor?

Tanı için RT-PCR gibi oldukça gelişmiş yöntemler kullanılmaktadır. Hastalık belirtilerini taşıyan kişiler, özellikle hastalığın görüldüğü ülkelere seyahat, yahut seyahat edenle temas etmişse, derhal gerekli önlemler alınarak testler gerçekleştirilmelidir. Bu pahalı ve üst düzey laboratuvar gerektiren yöntemler, ülkemizde Sağlık Bakanlığının belirlediği referans hastaneler aracılığıyla elde boğaz-burun benzeri örenlerin gönderildiği Viroloji Referans Laboratuarında gerçekleştirilmektedir. Doğru tanı konulabilmesi için bazen tetkiklerin tekrarı da gerekebiliyor.

Korona Virüsü Tedavisi Var mı?

Bilim dünyası, çeşitli ilaçlar üzerine de denemelerini sürdürse de, ne yazık ki henüz kanıtlanmış etkili bir ilacı yok. Ne yazık ki henüz aşısı da geliştirilemedi. Bu durumda virüsten korunma, en geçerli strateji olacaktır. Ortalama olarak her bir Coronavirüs taşıyıcısı, mikrobu 2.2 kişiye bulaştırmaktadır. Grip virüsü taşıyıcılarında ise bu oran 1.3 olarak hesaplanmıştır. Elbette hijyen alışkanlıklarına göre toplumdan topluma bu rakamlar değişebilmekte. Hastalığın öksürük, aksırık, hapşırık sırasında dağılan damlacıkların solunması ve virüs bulaşmış ellerin ağız, boğaz ve gözlere temas etmesi suretiyle geçtiği bilindiğine göre, önlemlerimizi bu yönde almamız akıllıca olacaktır.

Virüsten Korunmak için Neler Yapılmalı?

  • El hijyenine dikkat edilmelidir. Elleri en az 20 saniye sabunlu suyla yıkamak gerekiyor. Bu mümkün değilse alkollü mendille silinmesi, dezenfektan sıvı ya da kolonya gibi temizlik ürünleri kullanılmalıdır.
  • Sık dokunulan kapı kolları, masa gibi yüzeyler alkol içeren dezenfektanlarla temizlenmelidir.
  • Mümkün olduğunca özellikle kapalı alanlarda toplanılmamalıdır.
  • Kalabalık alanlardan uzak durulmalıdır.
  • Mümkünse evden çıkılmamalı, mecbur kalınması halinde uygun maske kullanılmalıdır.
  • Tehlike devam ettiği sürece mümkünse tokalaşma, öpüşme gibi selamlaşma seramonilerinden uzak durulmalı, hatta aramızdaki mesafe 1 metreden daha yakın olmamalıdır. 
  • Yurt dışı seyahatleri iptal edilmelidir. Yurt dışından dönüldüğünde 14 gün süreyle evde geçirilmelidir.

Virüsü aldığımızdan şüphelendiğimiz durumda 14 gün boyunca iyi havalandırılan bir odaya yalnız başımıza çekilerek, kendimizi ve elbette kişisel eşyalarımızı sevdiklerimizden ve dostlarımızdan uzak tutmak yerinde olacaktır. Elbette sağlık profesyonellerinin alacağı önlemler, burada bahsedilenlerden çok daha üst seviyede olacağı açıktır.

Uzm. Dr. Çağlar CANBULAT

Mart 11, 2020