Platelet yönünden zenginleştirilmiş plazma (Platelet-rich plasma) genellikle PRP olarak kısaltılmaktadır. PRP iyileşme süreci uzamış kas iskelet sistemi sorunlarında iyileşme sürecini hızlandırarak ağrıda azalma sağlayan bir tedavi seçeneğidir. Hastadan alınan kanın içindeki trombosit hücreleri özel bir işlemden geçirilerek ayrıştırıldıktan sonra hastanın problemli vücut bölgesine enjekte edilmektedir.
İnsan kanının %1’ini oluşturan trombositler kanamayı durdurucu fonksiyonları ile daha çok bilinmektedirler. Trombositler yara iyileşmesinde de çok önemli bir elemandır. Trombositler yara iyileşmesinde çok önemli olan büyüme faktörü olarak isimlendirilen yüzlerce protein içermektedirler. PRP kanda genellikle bulunan trombosit sayısından çok daha yüksek oranda trombosit içeren bir plazmadır. PRP’de trombosit içeriği dolayısıyla da büyüme faktörlerinin konsantrasyonu normalde olduğundan 5-10 kat daha yüksektir.
Günümüzde PRP uygulamaları pek çok spor dalında spor hayatına dönüş süresini kısaltmak ve ağrıyı gidermek için kullanılmaktadır. PRP artrit, tendinit, ligament yırtık ve gerilmeleri, kireçlemeler gibi pek çok hastalıkta ağrıyı azaltmada ve aktivitelere dönüşte etkili bir ek tedavi seçeneğidir.
PRP tedavisi vücudun doğal iyileşme sürecini destekler ve hastalara uzun süreli kalıcı bir çözüm olanağı sunar. PRP etkisi zamanla geçen bir tedavi yöntemi değildir.
PRP Tedavisi Nasıl Yapılır?
PRP hazırlarken öncelikle hastadan kan alınır, alınan kandan trombositlerin ayrıştırılması için özel tüplerde santrifüj işlemi yapılır ve PRP için gereken yüksek trombosit içerikli plazma elde edilir.
PRP’nin faydasının ortaya çıkması hemen beklenmemektedir. Çoğu hastada iyileşme (ağrıda azalma veya fonksiyonda artış) 4-6 hafta içinde başlar. Bu süre hasarlı bölgenin yerleşimi ve hasarın boyutu ile ilişkilidir. İnjeksiyonu takip eden haftalarda düzenli fizik tedaviye devam edilmesi ve aşırı fiziksel aktiviteden ve injeksiyon yapılan bölgeye aşırı yüklenmekten kaçınılması önerilir. Bu dokuların daha iyi iyileşmesini sağlayacaktır.
PRP de kişinin kendi kanı ile yapılan bir uygulama olduğu için allerjik reaksiyon riskinden uzak genel olarak güvenli bir uygulamadır. Ancak vücuda iğne girişi olduğundan infeksiyon, kanama, sinir hasarı gibi injeksiyon içeren her uygulamadaki genel riskler bu uygulamada da oluşabilmektedir. Bu durumlar çok nadiren görülmektedir. Tedavi edilen durumla ilişkili riskler olabilir. Bu riskler muayene sonrasında belirlenmektedir. PRP genelikle ilk basamak tedavi olarak görülmemektedir, genel tıp yöntemleri başarısız olduğunda tedavi planına eklenmektedir.