Meme kanseri kadınlar arasında en yaygın kanser türlerinin başında geliyor. Erken tanı sayesinde tedavide yüksek başarı elde edilebiliyor. Ancak halk arasında meme kanseri ile ilgili yaygın bazı yanlış inanışlar erken tanıyı geciktirebiliyor. Bununla birlikte meme kanserinde tedavi sürecini de olumsuz etkiliyor. 1-31 Ekim Meme Kanseri Bilinçlendirme ve Farkındalık Ayı ile 15 Ekim Dünya Meme Sağlığı Günü nedeniyle meme kanserinde doğru bilinen yanlışları sizler için derledik.
Meme kanserinde doğru bilinen 10 yanlış
1. “Ailemde meme kanseri olmadığı için riskli grupta değilim.”
Birçok kanser türünde olduğu gibi meme kanseri de genetik olarak aktarılabilen bir hastalıktır. Bu nedenle ailede meme kanseri vakasının olması riski arttıran bir unsurdur. Ancak ailede meme kanserinin olmaması riski ortadan kaldırmaz. Bu yüzden her kadının ailevi öyküsü olsa da olmasa da meme kanseri riski taşıdığı unutulmamalıdır.
2. “Ailemde meme kanseri var, ben de kesin meme kanseri olacağım.”
Ailede meme kanseri öyküsünün olması kişinin de meme kanseri olma riskini arttırır. Ancak bu kesin olarak kişinin bu hastalığa yakalanacağı anlamına gelmemektedir. Ailede meme kanseri öyküsü olan kişiler mutlaka hekime bu konuda bilgi vermelidir. Bununla birlikte hekimin önerdiği sıklıkta kontrollerini yaptırmalıdır.
3. “Meme kanseri, memede oluşan kitlelerle belirti gösterir.”
Memede oluşan kitle kanser belirtisi olabilir. Fakat meme kanseri her zaman memede oluşan kitle olarak belirti vermemektedir. Memede oluşan kitlenin yanı sıra,
- Meme başında akıntı
- Meme başında çekilme
- Deride kızarıklık, kalınlaşma
Gibi belirtiler de meme kanserinin habercisi olabilmektedir.
4. “Meme kanseri bulaşıcıdır”
Bir ailenin çoğu bireyinde kanser olması bu düşünceyi destekleyebilir. Ancak hiçbir kanser bulaşıcı değildir. Birey kanser hastalığını bir başkasına bulaştıramaz. Fakat karaciğer kanseri, rahim ağzı kanseri gibi bazı kanserlerin nedenleri virüsten kaynaklı olabilmektedir.
5. “Meme Kanseri sadece kadınlarda görülmektedir”
Meme kanseri kadınlarda görülen en sık kanser türü olsa da nadir olarak erkek bireylerde de görülmektedir. Yaklaşık her 100 meme kanserinden 1’i erkektir. Erkeklerdeki meme kanseri belirtileri de kadınlardakiyle aynı olmakla beraber farkında olunmaması nedeniyle genellikle ileri evrede tanı konulmaktadır.
6. “Mamografiden alacağım radyasyon meme kanserine sebep olabilir.”
Mamografi kanserin yayılmasına neden olmamakla beraber kanserin erken teşhisini sağlamaktadır. Kanser tedavisinde erken teşhisi büyük önem taşımaktadır. Mamografinin yıllık çekilmesi aşırı radyasyona neden olmaz ve çekim esnasında memeye uygulanan baskı kanser gelişimine yol açmaz.
7. “Meme kanseri 20-30’ lu yaşlarda meydana gelmez.”
Meme kanseri gençlerde rastlanmayan bir hastalık değildir. Tanı konulan hastaların ortalama yaşı 60 olmakla beraber, 20’li yaşlarda da meme kanseri görülmektedir. Özellikle de aile öyküsünde meme kanseri bulunanlarda hastalığın genç yaşta görülme riski daha fazladır.
8. “Memesi küçük kadınlar meme kanserine yakalanmaz.”
Meme kanserinin gelişiminde meme boyutunun etkisi yoktur. Kanser oluşumuna, meme içinde bulunan süt bezleri ve kanallarının miktarı daha etkili bir faktördür.
9. “Meme kanseri ameliyatı sonrasında kolumu eskisi gibi kullanamayacağım”
Meme kanseri ameliyatında genellikle lenf bezlerinin tamamının alınmasına gerek yoktur. Lenf bezlerinin bazıları ameliyat esnasında alınarak incelenir. Eğer sorun yoksa diğer lenf bezleri alınmaz. Diğer lenf bezlerinin alınması her zaman kolun şişeceği anlamına gelmemektedir. Kolun şişmemesi için tedbirler alınmaktadır.
10. “Doğum yapan ve emziren kadınlarda meme kanseri oluşmaz”
Doğum yapan ve emziren kadınlarda meme kanseri riski azalabilir. Fakat bu kanser görülmeyeceği anlamına gelmemektedir.